Benim Dünyam

21 Kasım 2012 Çarşamba

Az Kaldı!!!

Zaman geçiyor (muş)!!!!
Öyle aniden gelen bir olay insan hayatının nasıl da değiştiğinin bir örneğidir benim yaşadıklarımda sanki!!
Gayet rutin geçen bir hafta sonunun ardından,herşey olağan..Durgun ve her zamanki gibi..Evde koşuşan çocuklarım,eşim yine akşam çayını yudumlarken..Bende çocuklardan fırsat bulup azıcık kendimi dinliyorum odada....
Evin içinde,oda oda koşan abi kardeşin çığlık ve gülücükleri evi inletiyor..Aman gülüp oynasınlar diyorsun,kavga edip birbirlerini yemesinler diyorsun...
Ve aniden içeriye koşarak giren abi ve kardeşin..Bir anda birbirlerine vurup dengeyi kaybedip bacağının üstüne düşmesi ile çığlıklar,ağlamalar,haykırışlar...Az evvel gülüp oynayan,mutluluktan havalarda uçuşan o küçük masum çocuğun yerine deli gibi canı yanan ve ağlayan bir çocuk....
O anda yerinden kalkıp yanına gidiyorum,hemen kucaklıyorum.Sadece ağzından çıkan tek kelime!!!
Acıyor!!!!
Daha 24 aylık bir bebek,henüz 1 ay evvel 2.yaş gününü kutladık..Evet büyüyorlar,evet oynaaycaklar,evet koşuşturacaklar ama....
2 ay içinde üst üste bu ikinci ev kazamız idi,1 ay evvelde evin içindeki merdivenlerden yuvarlanmış ve çok şükürler olsunki kırık,çıkık olmadan atlatmıştık.
Bu düşmelerin bir sebebi vardı sanki,2 gün boyunca hep ağlıyor ''baba''!....Ama anlamsız ağlamalardı bunlar,hiç sebebi yokken bile ağlayabiliyordu..Artık en son:''Bu ağlaman ile ya beni yada kendini yakacaksın''dediğimi hatırlıyorum ki..Evet bu ağlaması ile tüm herkesi yakmıştı aslında..
Evet kucakladım,babasına koştum evimizin yakınında bulunan özel bir hastanedeydik hemen filmleri çekildi ve sağ bacağında maalesefki kırık olduğu tespit edildi.Maalesefki hast.acilindede ortopedi doktoru yoktu ve bizi karga tulumba başka bir hastahaneye sevkk ettiler.En yakınımızda bulunan Kartal Eğitim Araştırma Acil kapısına zor bela geldik ancak burada da ilgilenen olmadı:(Bu arada ağlıyoruz dur durak bilmeden ağlıyoruz..
Tekrar arabada başka bir özel hastahneye doğru yol aldık..En nihayetinde hast.girer girmez ortopedi doktoru geldi..İlgi alaka süper!!Ve bizlere yatıcak ertesi gün narkoz ile birlikte alçıya alacağız dediler.
O geceyi inanın anlatamıyorum,yaşadıklarım,acılar,gözyaşları..O dağ gibi eşim bile göz yaşlarına hakim olamadı.
Ve ertesi gün saat 12:10 geçe oğlumu benden aldılar ameliyathanenin girişine kadar sedyede birlikte götürdük oğlumu.Ve geçmek bilmeyen o gergin 1 buçuk saat.
Gözyaşları sel oluyor akıyor gözümden,o gergin bekleyişimiz o eşim ile birlikte omuz omuza verip camdan boş gözlerle dalışımız yani o an anladım işte insan hayatında bu hayatta ne için varolduğum ve ne için yaşadığım..
Ve bitti!!
Oğlum geliyor,bir sedyede uyuyo,elinde sayamadığım kadar delikler,o kadar güzel uyuyorki melekler gb.Hemen odaya alındı,yatağa yatırıldı..Üzerinde bir örtü vardı,elimle kaldırdım ve o an anladımki günler bizim için çok ama çok zor geçecekti.
Sağ bacak komple alçıda,sol bacak yarım alçıya alınmış,belinde de bir alçı ile destek verilmiş ve bacağının arasında bir sopa..

İşte biz bu halde yaşamaya alışacağız dedim kendi kendime ama nasıl!!Nasıl olacaktı..İnsan heleki bir bebek bu şekilde nasıl yaşamaya alışır,yada nasıl alışmaya çalışırdıki.daha ne olduğunun bile farkında değildi.
Evet çıkışımızı aldık,yağmur yağıyor.Adda gidiyoruz!!Evimize gidiyoruz.
Eve geldim,yerde bıraktığım öylece kalan üstünden çıkardığım pijaması,herşey bıraktığım gb kala kalmış öylece..
Oturamıyor,yatamıyor..Tüm hareketleri kısıtlandı..Gece ağlıyor,babasını istiyor babası koşuyor kucağında biraz uyuyor ama rahat uyumak eskisi gb dönmek deli gb yatmak istiyor ama ne mümkün.Ve bu şekilde tam 40 gün geçti.
40 günün sonunda alıştı,hatta alçısını çok sevdi,boyalar yaptık üzerine,arabalar çizdik,uçak çizdik..Renkli renkli boyadık.Dik oturmasa bile yan oturup yastıklarla destek verip oyuncakları ile oturduğu yerde oynuyor.Ben çok sıkıldım diyor ve başka bir aktivite yapmaya çalışıyoruz.Boya..Tamir...Lego..ve hiç sevmediği asla izlemediği Pepe'yi bile artık severek izlemeye başladı.
Ve 07.10.2012 tarihinden bu yana bu şekilde yaşamaya alışan oğlum için geri sayım başladı.Son 2 gün!!
2 gün sonra bu alçımız çıkacak ve ben inanıyorumki bu kadar badireyi atlatan,küçücük yüreği ile bu büyük sınavdav geçen oğlum yeniden koşacak ve yeniden Annim!!diye seslenerek bana sarılacak!!
En çok neyi özledim biliyormusunuz!!Sabah kalktığında odamın kapısına gelerek ,o kocaman uyumaktan şişmiş gözlerini ufalayarak ''Ben uyandım''demesini...O evin merdivenlerini her inip çıktığında oğlum yavaş yavaş lütfen dediğimde''Tamam'' diye seslenmesini...Ve en çokta oğlumun bana annim diye sıkı sıkı sarılmasını özledim.
Rabbim bu minicik ama yürekleri kocaman meleklerimizi her türlü kazadan beladan korusun.Beterin beteri var dediler evimde okuttuğum Mevlütte hoca..Evinizde büyük bir kaza olacaktı belki bu şekilde Rabbim engelledi..Dediler yani her türlü iyi düşünmeye,yinede içinde bulunduğum onca olumsuzluğa rağmen hamdetmeyi öğrendim.
Siz siz olun hiç bir zaman umudunuzu yitirmeyin benim nasıl gececek diye düşündüğüm ve gözümde büyüttüğüm koskoca bir 45 gün geçti.Zaman önemli,zaman değerli..Sağlıcakla Kalın!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder